2 Mayıs 2011 Pazartesi

Ben buyum.

Ben öyle sinek kaydı traş olup,takım elbise giyen,korkak adamlardan hiç haz etmem. Ben,yasalara uymayan,herkesden farklı,farklı olduğu için de garipsenen adamları severim. Kötü adamlara aşık olurum. Korkusuz olmalı. Sigara içmeli. Alkol almalı. Benimle karşı karşıya oturduğunda alkolün dibine vurabilmeli,sigarayı benimle birlikte ciğerlerine çekebilmeli. Birlikte dertleşebilmeliyiz. Bakımlı olmalı,temiz olmalı ama kirli gibi görünmeli. Sevişmenin anlamı sadece zevk almak olmamalı onun için,öyle hayvan gibi sevişmemeli. İncitmeden,karşısındakinin insan olduğunu unutmadan yapmalı işini. “Boşaldım,hadi yallah” diyecek kadar aptal olmamalı. Her şeyi bilerek yapmalı. Aynı anda zevk almalı. Aynı anda bitirmeliyiz ilişkimizi. Seks ihtiyaç olmamalı onun için. Bir kadın girdimi hayatına,onunla her şeyi yapabilmeli… Koruyabilmeli kendinden. Diğerlerinden. 
Kanunsuz olmalı. Yaramaz,hergelenin teki olmalı. Öyle cici bici giyinmiş anne kuzusu tipleri sevmem. Dişi kırık,üstü başı dağınık,dağınık sevişen,yumuşak konuşan adamlar ilgimi çeker. 
Ben bir kadınım evet,ama yeri geldiğinde küfür ederim. Ahlaksız olurum. Ahlaksız sevişirim. Kadın olmam,küfür etmeyeceğim anlamına gelmez. Ben de benim gibi küfürbaz kadınları severim. Çekinmeden. 
Makyajımla yatarım. Sabah akmış makyajımla uyanırım. Genelde çoraplarım yırtık olur. Hava olsun diye değil. Eskidiği için yırtık olurlar. Yenileri almam. Yeni, cicili bicili şeylerden hiç haz etmem.
Ben buyum.
Mahalle ortamına gelemem. Halk millet bilmem ne baskısına gelemem. Dilediğim yerde dilediğim gibi davranabilmeliyim. İstemediğim bir şeyi hiç kimse bana zorla yaptıramaz.
  • Ahlak sevmem.
  • Kural sevmem.
  • Siyaset sevmem.
  • Din sevmem.
  • Millet sevmem.
  • Tanrı sevmem.
Ben benim. Sevmediğim şeyleri kimse bana zorla sevdirtemez.
Ben kuralsız adamı severim. Küfürbaz kadını severim. Alkolik din adamını severim. Düzensiz öğretmeni severim. Kuralsız okulu severim. Dağınık yatağı severim. Soğuk duşu severim. 
Bu yüzden; ben buraya ait değilim.

Ben ne çok şey istiyormuşum meğer.

  • Hayvan gibi içip sarhoş olduktan sonra ağlaya ağlaya O’nu arayıp yanıma çağırmak istiyorum.
  • Hep O’na sarılıp uyumak istiyorum.
  • O iğrenç okula gitmek istemiyorum, daha düzgün insanların olduğu bi okula gitmek istiyorum.
  • Sınıfımdaki o gerizekalı kıza gidip “senin amına koyayım sürtük seni.” diye bağırmak istiyorum.
  • Okula girdiğimde kapı girişindeki aynada kendimi gördüğümde “tü allahın belası şu tipime bak ya.” demek değil de şöyle baştan aşağı kendimi bi süzüp tek kaşımı havaya kaldırarak havalı bi şekilde yürümek istiyorum.
  • Dünyadaki en güzel ses benim olsun istiyorum. 
  • -Ki’lerin yazımını artık öğrenmek istiyorum.
  • Grease Müzikali’nde başşşşrol oynamak istiyorum. 
  • Taylor Momsen gibi bacaklarım olsun istiyorum.
  • 60 model kırmızı bi Chevrolet’im olsun istiyorum.
  • Matematiği artık anlamak istiyorum.
  • Nejat İşler gibi seksi bi sevgilim olsun istiyorum.
  • Ha ama illa yabancı derseniz Ian Somerhalder gibi bi sevgilim olsun istiyorum.
  • Analog, zenit, polaroid ve bilimum bütün makinalara sahip olmak istiyorum.
  • En başta O dedim ama O’luk kimse yok. Olsun istiyorum.
  • Ama beni çok sevsin istiyorum. Ana kuzusu olmasın, herkesten farklı olsun istiyorum. 
  • Lila rengi odamın ağzına sıçmak istiyorum.
  • Bordoya boyanmış duvarlar, yere atılmış bi yatak, leptop ve yere saçılmış kitaplarla dolu olan bi oda istiyorum.
  • Yolda gördüğüm bütün uzun bacaklı, zayıf ve seksi kızların saçından tutup kafasını kıvılcım çıkarana kadar asfalta sürtmek istiyorum.
  • İngilizce kursumdaki sekreter kızın allah belasını versin istiyorum.
  • Geometricimiz artık mal mal hareketler yapmasın istiyorum.
  • Coğrafyacımızın çocuğu gibi sevdiği arabasını boydan boya çizmek istiyorum.
  • Amerika’da tiyatro eğitimi alıp, Hollywood’un en ünlü ve yetenekli ismi olmak istiyorum. (ehem…)
  • Indie takılanların daha doğrusu takılmaya çalışanların ağızlarına geğirmek istiyorum.
  • Her sabah “bu ne la dünün aynısı” demek istiyorum, ama hep unutuyorum…
  • Açık sözlü olmak istiyorum.
  • Beni sinirlendiren herkesin yüzüne “siktir lan yavşaaaam!” diye bağırmak istiyorum. Yaş farkı gözetmeksizin. 
  • “Nasıl olmuşum?” diyenlere “Bokum gibi olmuşsun.” demek istiyorum.
  • Her sabah 6.40’de kalkmak yerine 10’da kalkmak istiyorum.
  • Tam şuan da büyük boy pizza yemek istiyorum. 
  • Macbook istiyorum.
  • Kullandığım külüstür telefondan kurtulup Blackberry istiyorum.
  • xD yapanların x’i götlerine sokmak istiyorum.
  • Fotoğrafıma “çk gzl çkmşssn ttlm:)” yazanlara “sanane lan yarram, güzelsem güzelim sana mı dert?” demek istiyorum.

Evet, öyle yani. Daha vardır da aklıma gelmiyo şuan… Zaten büyük ihtimalle yarısına kadar okumuşsunuzdur. Sonra da “ben de senin ağzına sıçmak istiyorum, bize ne lan bunlardan.” deyip kendi kendinize atarlanmışsınızdır. Eğer öyle bişey dediyseniz bende sizin ağzınıza sıçayım. Yok ama demediyseniz de sıçayım…… Deeeeeermişim. Yok lan yok. Sıçmam merak etmeyin. 
Dizilerde ıssız adaya düşen tipin aynen bu olması  


Ama gerçekte o ıssız adaya düşen tipin bu olması  



İşte yaşama sevincimi öldüren eşitsizlik.



Güvenilir olmak bu kadar mı zor?
Canınızdan çok sevdiğinizi söylediğiniz halde aldatmanız normal mi?
Hiç sanmıyorum. 
Çevremdeki neredeyse bütün erkekler bunu yapıyor. 
Ben nasıl güvenebilirim ki şimdi birine?
Mesela en basit örneği; eve gidiyorum dediğinde gönül rahatlığıyla nasıl tamam diyebilirim?
Bunu neden yaptığınızı bilmiyorum.
Ama "erkeklik" bu değil. Onu biliyorum.

6 Nisan 2011 Çarşamba

Bazen neden olmasın diyorum kendi kendime...
Sonra da "olamaz yarram." diyorum.

29 Mart 2011 Salı

“Karşına  çok daha iyileri çıkıcak. Gör bak, sonra beni hatırlayıp, ben bunun için mi üzüldüm deyip gülüceksin.” dedin bana sevgilim. Sonra da “Herşey aşk değil. Biz seninle çok iyi arkadaş olabiliriz” dedin. Ben cevap veremedim. Çünkü ağzımı açtığım anda içimde kalan, söylemek istediğim ne varsa salaklar gibi ağlayarak anlatıcaktım. Gözlerine bakıp, gülümsedim sadece. Çevirdin bakışlarını benden. İnceledim seni. Gözlerin, saçların, dudakların ne kadar güzeldi. Kahve içişin ne kadar da hoştu. Sonra tekrar baktın bana. Çekmedin bu kez bakışlarını. “Senden tek istediğim beni sevmendi. Ama olmadı. Yapamadın. Belki uğraştın. Keşke başarabilseydin. Keşke beni sevseydin.” dedim içimden. “Ben…” dedim, sustum. Bulamadım, diyecek tek bir cümle bile bulamadım.


Ben senden çok şey istemedim sevgilim. Sadece göğsüne yatıp, öylece kalmak istedim. Daha doğrusu “istemek istedim.” İstemeye bile cesaret edemedim. 


Keşke beni sevseydin.

28 Mart 2011 Pazartesi

Çok yorgunum.

Üstelik karnım aç ve menemen var. İğrenç..................

Çok yalnızım ben yaa.
Sen ne diyosun ya. Ben geçen gün ölüyorum sandım yalnızlıktan.
Kızların yanlışı ne biliyo musun?
Önce bi erkeğin özelliklerine vurulur aşık olurlar, sonra o özellikleri onun elinden almaya çalışırlar.

26 Mart 2011 Cumartesi

Merhaba sayın dinleyici... Sizinle yatmış mıydık?


Pompaya devam o halde.

Bu sınavda matematiğin amına koyucam diyodum ama tam tersi oldu…

Halbuki çok çalışmıştım! Sınav kağıdına baktığım zaman “oha en az 5 tanesini yaparım.” dedim ve yapmaya başladım. Dediğim gibi ilk soruyu çözdüm, ikinci soruya geçtim. Onu uğraşırken gözüm -göz yani bu- yanımda oturan Selin’in kağıdına kayıverdi… Hoca geldi kağıdımı aldı ve gitti……………………………………………………

Şok oldum lan! Hayır tamam ben matematikten hep 0 almışımdır ama buna çalışmıştım lan!!! İlk defa 0 ya da 1 almıcaktım oğlum!!! Çalışmıştım!!! Akşama kadar dershanelerde sürünmüştüm!!!
Neyse, aldı kağıdımı. “Kağıdımı neden aldığınızı sorabilir miyim hocam?” dedim. Uyarmam demiştim de bilmem ne. Lan amına koyduğumun sürtüğü kopya mı çektim yavşak, göz bu, bi anlık bakmışımdır yani nolucak. Götüne mi battı lan?!?! diyesim geldi. Çıkabilir miyim diye sordum hayır dedi. Siktir yavşak dedim. Üzüldüğümden değil sinirden ağladım bide. Neyseciğime zil çaldı. Çıkarken de atarlı atarlı “ben ilk defa bi sınavdan 0 almıcaktım hocam, çok çalışmıştım ama sizin yüzünüzden bundan da 0 alıcam. Sağolun ya çok teşekkür ederim.” dedim. Bişey söylüyodu fakat dinlemeden kapıyı çarpıp çıktım.
Vallaha evlat acısı gibi koydu ya. Sen o kadar çalış, en az 55 alırım de. Sonra gelsin hoca kağıdını alsın…
Düşünebiliyo musunuz?
Ben kimseyi kolay kolay silemezdim hayatımdan. Çünkü insanlar hep beni sildi hayatından. Bilirdim ne kadar kötü bi duygu olduğunu. En başta babam sildi beni. Sonra kardeşim dediğim insanlar teker teker sildi... Hiçbir neden göstermeden, bi açıklama yapmadan. Öyle çok darbe aldım ki köreldim artık. Artık kimse tarafından silinmek acıtmaz canımı. Ve kimseyi silmekte öyle... 

İlk defa matematikten bi soru çözebildim lan!


Çok sevinçliyim amına koyayım.

Aslında uykum var.



Sabırsız bir arabanın korna sesiyle uyandı. Ağlamaktan şişmiş gözlerini açmakta zorlandı. Başı ağrıyordu. Yavaşça soluna döndü. Yatağın o kısmının hiç bozulmadığını görünce Dante'nin dün akşam gittiğini anımsadı. Tekrar gözlerini kapattı. Neler olduğunu düşündü. Olanlar gözünün önüne parça parça geliyordu. Kavga etmişlerdi. Aileen bağırmıştı ve mutfakta eline ne geçerse yere atmıştı. 'Neden yaptım?' diye fısıldadı kendi kendine. Ve onu da hatırladı. Dante O'nu artık sevmediğini söylemişti. Aileen önce şaka olduğunu sanmıştı. Gözlerine baktı. Dante gülmüyordu. Hayır dedi. 'Hayır, yalan söylüyorsun!' diye bağırdı. Ağlıyordu. Hem ağlıyor, hem bağırıyor hem de eline ne geçerse yere fırlatıyordu.. Dante susuyordu. Sadece susuyordu. Aileen kolundan tutup kapıya doğru sürükledi. 'Git.' dedi. Git derken 'gitmeyecek, biliyorum.' diye düşündü. Ama düşündüğü gibi olmamıştı. Dante arkasına dahi bakmadan gitmişti. Aileen olduğu yere oturdu. Halbuki herşey ne kadar güzeldi. Aileen güzel yemekler yapar ve Dante eve geldiğinde onları büyük bir iştahla yerdi. Sonra sarılıp film izlerlerdi. Telefon çaldı. Aileen tekrar gözlerini açtı. Tekrar soluna baktı. Güçlükle kalktı, fakat telefona gidene kadar telefon susmuştu. Mutfağa doğru terliklerini sürüyerek yürüdü. Kapıya geldiğinde durdu ve içi acıyarak baktı. Mutfak savaş alanına dönmüştü. Girmekten vazgeçti ve banyoya gitti. Aynaya baktığında bu kez kendi haline acıdı. Ağlamaktan gözleri çizgi haline gelmişti ve saçları dağılmıştı. Rimelleri de akmıştı üstelik. Klozetin kapağını kapatarak oturdu ve kendini izlemeye devam ederek düşündü. Bu hale Dante yüzünden mi gelmişti? Dante onu böyle görseydi üzülür müydü? Üzülmezdi. Çünkü Dante artık onu sevmiyordu. Peki O beni sikine bile takmıyorken ben neden bu hale geliyorum? diye bağırdı aynadaki yansımasına. Kalktı, yüzündeki rimelleri sildi. Saçlarına elleriyle şekil verdi. Aynanın yanında duran dolaptan parlatıcısını aldı ve sürdü. Hafifçe gülümsedi. Tam arkasını dönerken kolu bi şişeye çarptı. Yere düştü, kırıldı ve bir koku yayıldı. Dante'nin parfümü... Sonra diğer şişelere baktı. Öfkeyle birini aldı ve aynaya fırlattı. Tekrar klozetin üzerine oturdu. Kırılan aynadan kendine baktı. Rimeli tekrar akmıştı. 'Piç kurusu.' dedi sessizce. 
Seni varya.

Bakın şimdi hayalimdeki insanı tarif edicem.

Esmer ya da kumral olucak. Sarışın sevmem. (Kellan Lutz bi istisna tabii.) Kısa, 3 numara saçları ve kirli sakalı olucak. Bi kulağında 2 tane küpe, diğerinde 1 tane küpe olucak. Ses tonu seksi olucak tabii ki. Özellikle sessiz konuştuğunda sesi çok ama çok seksi çıkmalı. (Abaza değilim, korkmayın.) Gözleri anlamlı bakmalı. Öküzün trene baktığı gibi bakmamalı. Gözlerinin içi gülecek her zaman. Bide ela olursa tadından yenmez valla. Ve olmazsa olmazım; kaslar. Karnında baklavaları olucak. Kol kasları da -boksör gibi olmamak şartıyla- olucak. Yani siyah atlet giydiğinde (apaçilerin giydiklerinden değil lan. :(() yakışıcak, kasları belli olucak. Mimikler de önemli. Küstüğünde suratımı asıcam derken mongol gibi olmamalı. Öyle bi surat ifadesi takınmalı ki ben dayanamayıp, gidip öpücüklere boğup, özür dilemeliyim. E takım elbise de yakışmalı tabi. Omuzlar biraz geniş olursa iyidir. Sesi gibi kendi de her an seksi olmalı. Uyandığında, yemek yerken, yürürken, sarhoşken. Ağzı da iyi laf yapmalı. Ensesinden öptüğümde huylanıp, omuzlarını kaldırmalı (fanteziye bak amk). Hm, şey azıcıkta zengin olsun bari… 
İşte benim hayalimdeki insanın özellikleri bunlar. Aa tesadüfe bakın ki bu özelliklerin hepsi bi insan da mevcut. Evet, bildiniz! Nejat İşler tabii ki!
Şimdi Nejat İşler’i düşünerek yazıyı tekrar okuyun. Yalnız fazla kaptırmayın kendinizi, bide aşık maşık olursunuz. Milyon tane hayrandan sonra bide sizle uğraşmayayım. (oha havalarım…) 
Neyse. 
Nejat 4ever yani. 


Boklu.

En sevmediğim huyum kinci olmam sanırım. Küs olduğum bi kız var. Gerizekalının biri. Eskiden en iyi arkadaşımdı. Neyse, ne zaman görsem saçını başını yolasım gelir. 3 gündür o kızı dövüyorum rüyamda... 
Ben o kadar zekiyim ki Blogger mahkeme kararlıyla engellendikten sonra kendime bi blog açtım.